Büyük patlamadan çok,çok uzun bir zaman sonra…Samanyolu galaksimizin ortalarına yakın bir yerlerde iki büyük yıldızın çarpışması sonucu kopan küçük parçalardan biri galaksinin dış tarafına doğru yol almaya başladı.Bu yolculuk o küçük parça için uzun ve çetin bir yolculuk olacaktı.Yolculuk başladığında tıpkı şimdiki güneşimiz gibi alev topunu andıran kütle uzun bir zaman sonra yavaş,yavaş soğumaya başladı.Soğudukça kütlenin dış yüzeyi katılaşmaya başladı.Ama içerideki aktivite devam ediyordu.Zamanla kütle biraz daha soğudu,seyahati galaksinin dış tarafına doğru devam ediyordu.Dış yüzey biraz daha katılaşmış ve kalınlaşmıştı.Bu aşamadaki kütlenin görüntüsü binlerce yanardağı olan bir gezegeni andırıyordu.İçerideki sıvı aktivite devam ederken,bir yandan da yanardağ tabir ettiğimiz çatlaklardan sıvı,kütlenin dışını çıkıyor,dış katman biraz daha kalınlaşıyordu.Soğuma devam ederken içerideki sıvı aktivite küçülüyor,dış katı katman büyüyordu.Bütün bunlar yaşanırken gezegeni andıran kütle gaz ve toz bulutlarının arasından geçiyor,değişik maddeleri kendisine çekiyordu.
Gezegenin
dış yüzeyi çekim alanına giren kütlelerle ince bir kabuk tabakası
oluşturmuştu.Son olarak girdiği gaz ve toz bulutundan çıktığında yüzeyi
kalın bir buz tabakasıyla kaplıydı.Bu sırada volkanik faaliyetler biraz
daha yavaşlamıştı.Gezegeninin dış yüzeyi iyice katılaşmıştı.
Seyahatin
sonlarına doğru yaklaşılmıştı.Gezegenin çekirdeğine yakın alçak
bölgelerindeki buz tabakası yavaş,yavaş erimeye başlamıştı.Bu erime
sonrasında bugün deniz veya okyanus diye tabir ettiğimiz soğuk sıvı bir
kütle oluşmaya başlamıştı.Buzların erimesi çok uzun bir zaman
sürmedi.Gezegenin hemen,hemen büyük bir kısmı su ile kaplanmıştı.Bu
arada volkanik patlamalar ve sıvı çekirdekteki aktiviteler azalarak
devam ediyordu.
Gezegen
yola çıktıktan sonra giderek soğuduğu için zamanla çeken değil,çekilen
bir konum almıştı.Yolun sonuna geldiğinde artık şimdiki Güneş Sistemi’ne
ulaşmıştı.Gezegenimizin başından geçen olaylar yüzünden hızı düşmüştü.O
yüzden Güneş Sistemi’ne yumuşak bir giriş yaptı.Güneş etrafında dönmeye
başladı.Ancak kütlece ağır olduğu için yavaş,yavaş Güneş’e
yaklaşıyordu.
Güneş’e
biraz daha yaklaştığında üzerindeki manyetik alanın,güneşin manyetik
alanıyla etkileşmesi sonucu kendi ekseni etrafında dönmeye
başladı.Güneş’e yaklaştıkça dönme hızı artıyordu.Şimdiki yörüngesine
oturmasını ise merkezinde hala sıvı haldeki aktiviteye borçlu.Güneşin
manyetik alanı,gezegenin içerisindeki sıvı ile etkileşmiş ve sıvının
belli bir yönde hareket etmesini sağlamıştır.İçerideki sıvı maddenin
hareketi,dünyanın dönmesi ve güneşin manyetik alanı arasında bir ilişki
vardır.
Yörüngeye
oturan Dünya’mız soğumaya devam etti.ancak Güneş’in manyetik alanının
etkisi ve dış yüzeydeki katı katmanın baskısı sonucu soğuma
yavaşlamıştı.
Zamanla
dış yüzeydeki gaz ve toz bulutları ve okyanusların bir miktar
buharlaşması sonucu ilkel bir atmosferi oldu.Bu atmosfer şimdikinden çok
farklıydı.Daha ağır ve alçak bir atmosfer yapısına sahipti.Bu
gezegen,üzerinde yaşadığımız Dünya’nın ilk haliydi.Ancak henüz yaşam
ortaya çıkmamıştı.
bigalioglu.blogcu.com